Sakarya ilinin merkez ilçesidir.Aynı adı taşıyan Adapazarı Ovası'nın ortasında kurulmuştur.İstanbul'un 157 kilometre doğusunda İstanbul - Ankara üzerindedir. Şehrin nüfusu 2008 yılına göre 870.200'dir.1935'de 25.000 olan nüfusu 1990'da 272.039'a, 2000'de 545.752'ye, 2007'de 847.683'e çıkmıştır.Adapazarının şeker pancarı meşurdur.ADAPAZARI'nda ıhlamur,bal ve yer kabağı,nar,mısır,ayçiçeği,biber çeşitleri,pırasa,baharat çeşitleri vb. üretilmekte ve yetiştirilmektedir.
Adapazarı oldukça yeni bir yerleşim bölgesidir.13.yüzyılda Osman Gazi tarafından fethedilerek yerleşim yeri yapılmıştır.Buranın Çark suyu ve Sakarya Nehri ile çevrili olması ada izlenimini verdiği için buraya "ada" ismiyle pazar yeri olması sebebiyle "ada pazarı" ismi verilmiştir. Pazar yeri olması ile nüfusu hızla artan Adapazarı, 1852'de Kocaeli sancağına bağlı kaza merkezi olmuştur. 19.yüzyılda Kırım ve Kafkasya'dan gelen göçmenler ile 1923 te gerçekleşen Türkiye-Yunanistan Nüfus Mübadelesi ile Yunanistan'dan gelenler nüfusu arttırmıştır.
AKYAZI
Yapılan araştırmalara göre 1535'te Akyazı ve Adapazarı nahiyeleri Sapanca kazasına bağlı idi. Fakat 1546 da Adapazarı, Akyazı nahiyesine bağlıydı. Akyazı nahiyesi de Sapanca kazasına bağlı idi. Sakarya yöresi, Osmanlı Devleti'nin Klasik Dönem ve 1831 Osman nüfus sayımında Cezayir-i Bahr-i Sefid Eyaletine bağlı Kocaeli Livası içinde yer almaktaydı. 1846 devlet salnamesinde Kocaeli Livasının bu dönemde Kastamonu eyaletine bağlı okluğunu kaydetmektedir. 1867 Vilayet nizamnamesinde Kocaeli Sancağı'nın Hüdavendigar (Bursa) vilayetine bağlanmıştır (1878).
1899 Devlet salnamesine göre ise, Kocaeli bağımsız sancağına bağlı Adapazarı'nın nahiyeleri şunlardır: Sapanca, Akyazı, Hendek, Adapazarı. 1892 ile 1899'daki idari bölüm yerini 1916 ve 1920 yıllarında da korudu.
Akyazı, 1944 yılında çıkarılan bir kanunla Kocaeli vilayetine bağlı bir kaza oldu. 1954'te Sakarya'nın vilayet olması sebebiyle de Sakarya'ya bağlandı.ayrıca truzim'ide gelişmiştir.kuzuluk kaplıca evleri ile önemli gelir sağlanmaktadır.Ayrıca en önemli gelir kaynakları ise FINDIK, MISIR, TAVUKÇULUK, PANCAR, ORMAN ÜRÜNLERİ; ile ilgili en önemli gelir kaynağı olmuştur.ayrıca 10 mahalleden oluşmaktadır,buruya bağlı 4 belde 55 köy bulunmaktadır, ilçemiz ulaşım yönünden en şanslı ilçelerden biridir...
Akyazı ilçesi Sakarya İli'nin Güneydoğusunda bulunmaktadır. İlin nüfus bakımından 2. büyük ilçesidir. 2000 tarihinde yapılan nüfus sayımına göre Akyazı'nın nüfusu 33.524 tür. bu nüfusun 23.192 si ilçe merkezinde, 49.541 i ise kasaba ve köylerde ikamet etmektedir.
Nüfus yoğunluğu ova köylerinde daha fazladır, İstanbul ve çevresindeki sanayii tesislerinin Akyazı'ya kayması ile ilçe nüfusunda gözle görülür bir artış gözlenmektedir. 1997 nüfus sayımındaki büyük oranlı nüfus artışının ana nedeni sanayileşmedir, ilçe nüfusunun artışında Kuzuluk'ta bulunan kaplıca tesislerinin de etkisi olmuştur.
Ekonomi
Akyazı'da yaşamakta olan insanların geçimi tarıma dayalıdır. Yıllık ortalama yağış miktarı 800 mm. olan ilçede mısır başta olmak üzere üretilen ürünler arasında buğday, pancar, patates ve çeşitli sebzeler gelmektedir. Ayrıca fındık deposu olan Akyazı'da yılda ortalama olarak üretilen 11.000 ton fındık ürünü de bölge insanlarının en önemli gelir kaynaklarından biridir.
Son zamanlarda seracılığa verilen önem meyvesini vermeye başlamış ve bölge insanlarının geçim kaynakları arasında yer almaya başlamıştır.
Orman köylerinde yaşayan vatandaşlarımızın gelir kaynaklarından biri de arıcılık ve ipekböcekçiliği ile birlikte yaban çileği üretimidir. Ayrıca meyvecilik ve sebzecilik de yeteri kadar yapılmaktadır.Orman ürünlerinden parke imalatı,ceviz tomruğu ve kavak tomruğu satışlarından da önemli gelirler elde edilmektedir.
İlçede,tarımla birlikte paralel olarak gelişmekte olan sanayii yöre insanlarının kazanç elde ettikleri dallardan biridir. Vatandaşların kendi gayretleri ile küçük çaptaki atölyelerde sanayii ürünleri üretilmekte ve pazarlaması yapılmaktadır. Bunun yanı sıra son yıllarda Kuzuluk ve Küçücek belediye sınırları içerisinde peş peşe kurulan ve çeşitli ürün üreten fabrikalar bir taraftan Akyazı'nın ekonomisine olumlu katkı sağlarken diğer taraftan da işsizliği büyük ölçüde ortadan kaldırmıştır.
ARİFİYE
Sakarya ilinin bir ilçesidir. Arifiye'nin nüfusu 40.000'e yakındır ve arifiye türkiye demir yollarını İstanbul'dan Anadolu'ya baglar ve otoban geçisini saglar. Bu bakımdan Arifiye'nin ulaşıma katkısı önem arz etmektedir. Sakaryanın hızla büyüyen sanayi beldesidir. Yaklaşık 200 yıl önce Arif Bey diye bir adam dolaşır bakar Sapanca, Adapazarı arası yeşillik yeri satın alır ve burası Arifiye adını alır; Arif Bey okulu açılır. Arifiye Beldesi Hanlı ve Nehirkent Beldeleri birleştirilerek Arifiye ilçesi oluşturulmuştur. (18 Şubat 2008).İlçemizin kaymakamlıgı kururmuş olup az eksikleride hızla gideriliyor.
FERİZLİ
Ferizli ilçesi Adapazarı Ovası'nın (Ak Ova) kuzeyinde, Kocaeli plato'sunun dogusunda ve Batı karadeniz dağ uzantılarının batısında bulunur. İlçe merkezi Sakarya Nehri ile Göksu'nun (Çark Suyu) çatağında bulunur. İlçe merkezi Adapazarı'na 22 km mesafededir.650 nolu Karadeniz-Akdeniz yolu devlet yolu üzerindedir.
Cumhuriyet öncesine kadar Ferizli'de rumlar ikamet etmekteydi.
İlçenin gelir kaynağı genel olarak tarıma dayanır. Fındık, Mısır, Şeker Pancarı, Buğday ve sebze, meyve başlıca tarım ürünleridir. Kavak yetiştiriciliği de yapılır. Hayvancılık açısından da önemli bir yere sahiptir. genelde büyükbaş hayvan yetiştiriciliği yapılmaktadır.
İlçe sınırları içindeki en büyük göl GÖLKENT KASABASINDAKİ Akgöl'dür. Arazi yapısı genel olarak kuzeye doğru düşük rakımlı tepelerden ve ovalardan oluşmaktadır.Daha çok Çimento hammmaddesi olarak kullanılan demir madeni;Türkiyenin önemli 2. yatağıdır. Ferizli ilçesinin doğal kaynakları arasında siyah mermer de vardır. Fakat küçük işletmeler halindedir. Ayrıca Sakarya nehrinden kum da çıkarılır. Öteden beri yol üstünde önemli bir ticaret merkezi olan Ferizli; son yıllarda hayvan pazarının kapanmasıo ve köy otobüslerinin şehre sokulmaması yüzündewn yol üstünde olma özelliğini fiilen yitirmiş ve ticarette nisbi bir gerileme olmuş sa da... 80 li yıllardan sonra eğitim hızla gelişmiştir.Bir lise, bir Anadolu Lisesi, Bir Anadolu Teknik End.mes. lis. ve teknik lise ve sakarya üniversitesi meslek yüksek okulu vardır. Ayrıca sakarya ceza ve tutuk evi de buradadır.
Hendek, çok küçük bir bölümü Karadeniz Bölgesi, daha büyük bölümü Marmara Bölgesi sınırları içinde kalan, İdari olarak Sakarya İli'ne bağlı bir ilçedir. 1907 yılında belediye olan Hendek, 1926 yılında Kocaeli İli'ne bağlı bir ilçe olarak yapılanmış, 1954 yılında merkezi Adapazarı olmak üzere oluşturulan Sakarya İli'ne dahil edilmiştir. İlçe'nin bugünkü kaymakamı Harun Kaya, Belediye Başkanı Ali İnci'dir.
2000 Yılında yapılan Genel Nüfus Sayımına göre İlçe toplam nüfusu 63.703’dür. Bunun 30.597 kişisi ilçe merkezi ve mahallelerinde, geri kalan 27.706 kişisi köylerde, 2.596’sı Yeşilyurt Beldesinde, 2.804 kişisi Çamlıca Beldesinde olmak üzere 5.400 kişisi de beldelerde yaşamaktadır.
Ekonomi
Cumhuriyet´ten sonra Tekel kurulmuş uzun yıllar tek sanayi kuruluşu olarak varlığını sürdürmüştür. Hendek halkı, tütüncülerin yüzde bir bağışları ile 1945-1946 yılında Hendek Ortaokulu'nu kurmuştur. Bu okul eski bir hamamın temelleri üzerine kurulmuştur. Bu hamam ve aynı yerdeki binada eskiden Hendek Rüştiyesi bulunmaktaydı.
İlçeyi çevreleyen dağlarda akan su kaynakları üzerine tüm çevre illere dağımı yapılan fabrikalar kurulmuştur. Türkiye'nin önde gelen firmalarından olan Aytaç Su, Kardelen Su, Flora Su kaynakları ve fabrikalarının bulunmasının yanında, ilçe sınırlarında bulunan Uludere mevkiinden de içme suyu temin edilmektedir.
Büyük şehirlere yakınlığı ve doğal yapısının müsait olması nedeniyle geçtiğimiz yılarda ilçede büyük bir Organize Sanayi Bölgesi kurulmuş olup, burada yoğun bir fabrikalaşma başlamış ve ilçe sanayi şehri görünümüne kavuşmuştur.
Ülkenin her köşesinde karayolu ile ulaşım her an mümkün olup, nakliyecilik de gelişmiştir. Yurt içi ve yurt dışı taşımacılığında ilçedeki araçların katkısı büyüktür. İlçedeki tır taşımacılığı hayli ilerlemiştir. İlçe halkı önceden tütün rençperliği ile geçinirken, bugün geçiminin büyük bir bölümünü fındık üretimi ile sağlamaktadır. İlçe halkı günlük ihtiyaçlarını Salı günleri kurulan sebze, meyve ve giyim pazarından karşılamaktadır.
İlçede Sakarya Üniversitesi´ne bağlı olarak Eğitim Fakültesi ile Meslek Yüksek Okulu eğitim vermekte, bu okullarda 6300 civarında öğrenci okumakta ve öğrneciler ilçe ekonomisine büyük ölçüde katkıda bulunmaktadır.
Hendek'in verimli ve sulak topraklarında yetiştirilen başlıca ürünler mısır, buğday, şeker pancarı, fındık, patates, elma, soğan ve az miktarda tütündür. Ovalık kesimlerde sığır, yaylalarda ise koyun beslenir.
Hendek İsmi
Hendek'in gerek ismi gerekse ilk yerleşim zamanı tartışmaya açık bir konudur.
Hendek; Sakarya’nın doğusunda, Düzce İli ile komşudur. XVI. Yüzyıl'da gelişme gösteren ve daha önce Akyazı'ya bağlı Hendek diye işaret edilen kasabadır. Kızıl Ahmedlilerden Mustafa Paşa’nın yaptırdığı han/kervansaray ile göze çarpmaya başladı. Ayrıca yeni cadde üzerinde oluşu nedeniyle çevre köylerinin toplandığı mekân olmuştur. Bu nedenle, Han Dağı pazarı denilmiştir. Hendek adı da zamanla Han-Dağ’dan türetilmiştir.
Daha sonra da Köprülü Mehmet Paşa Hendek’in gelişmesinde, büyümesinde rol oynadı. İsazâde’nin yazdığına göre büyük bir han yaptırmış, Darûlhâdisi yanında da Karban saray bina ettirmişti. J.A. Cramer, Hendek ile Lateas’ın aynı yer olduğunu yazmaktadır. Buradan geçen gezginler de aynı görüşü paylaşmaktadırlar. Evliya Çelebi, “Hendek Bazarı” ile Hendek’ten bahsetmekte ve şunları kaydetmektedir: “Ormanlı, dağlı, pazarlı güzel bir kasabacıktır. Yüzeli akçelik kazadır. Yeniçeri serdarı, kethüda yeri, subaşısı vardır. Burada, bir çamurlu meşhur bataklık bulunur ki üzerinde uzun bir tahta köprü vardır”. Sieur de Boullaye, Ainsworth, E. Smith de Candac imlâsı ile kaydettiği Hendek, uzun zaman Akyazı ile birlikte resmi belgelere geçmiştir.
Bir rivayete göre Hendek küçük bir kasaba iken; bu kasabada tek bir han varmış. Bundan esinlenerek "Hantek" diye anıldığı ve zamanla Hendek'e dönüştüğü sanılmaktadır.
Diğer bir rivayete göre ise; kasabanın coğrafi konumunun çok iyi ve düz bir saha üzerinde bulunduğu yalnız kuzey ve güneyden sıralanan dağlarla kuşatıldığı ve bu jeolojik durumundan ötürü halk arasında "Hendek" diye anıldığı söylenmektedir.
Karapürçek, Sakarya ilinin bir ilçesidir.
Marmara Bölgesi’nde, Sakarya İline bağlı bir ilçe olan Karapürçek, doğusunda Akyazı ilçesi, batısında Sakarya Merkez, güneybatısında Geyve ilçe sınırları ile çevrilidir. Sakarya’nın güneydoğusunda yer alan ilçe toprakları engebeli bir arazi yapısına sahip olup güney kısmı ovadan oluşmaktadır. Deniz seviyesinden yüksekliği 84 m.dir. Toplam nüfusu 11073’tür.
İlçe Marmara ve Karadeniz iklimi özelliklerini taşır. Kışlar bol yağışlı ve az soğuk, yazlar ise sıcak geçer. İlçe doğal bitki örtüsü bakımından oldukça zengindir. İlçe topraklarının %65’i ormanlarla kaplıdır. Bu ormanlarda gürgen, meşe, kayın, kızılçam ve karaçam ağaçları bulunmaktadır.
İlçe ekonomisi genellikle tarıma dayalı olup hayvancılık da yapılmaktadır. İlçe topraklarının güneyi ovalık olup, her türlü tarıma elverişlidir. Yetiştirilen tarımsal ürünlerin başında fındık gelmektedir. Bunun yanı sıra arpa, buğday, fasulye, mısır, patates, çeşitli sebze ve meyve yetiştirilir. Hayvancılıkta büyükbaş hayvan besiciliğinin yanında arıcılık ve ipekböcekçiliği de yapılmaktadır. Ayrıca kümes hayvancılığı da ilçe ekonomisinde önemli yer tutmaktadır.
Karapürçek ilçesi Sakarya ilinin en eski nahiyesidir. Kuruluş tarihi belli olmamakla birlikte Bizanslılar zamanında büyük yerleşme yerlerinden birisi olduğu kabul edilmektedir.
İlçenin İlkçağ tarihi ile ilgili yeterli ve kesin bilgi bulunmamaktadır. Bununla birlikte Sakarya ili ile aynı tarihe sahip olduğu sanılmaktadır. Buna göre; M.Ö. III. yüzyılda başlayan Bithynia Krallığının egemenliği M.Ö. I. yüzyıldaki Roma yönetimine kadar sürmüştür. Bizanslıların Optimation Theması’nın sınırları içerisindeki Sakarya bölgesi zaman zaman Arap istilalarına uğramıştır. XI. yüzyılın sonlarında Selçuklulardan Artuk Bey’in buradaki Bizanslıları yenmesi ile yöre Selçukluların eline geçmişse de 1072’de yeniden Bizanslılar yöreye hakim olmuşlardır. Bunun ardından 1097’de Haçlıların, Danişmendlilerin, Anadolu Selçuklularının ve İznik’te merkezi kurulan Nicaia İmparatorluğunun yönetimine girmiştir. Konuralp ve Akçakoca tarafından 1324’te Osmanlı topraklarına katılmıştır.
Karapürçek isminin Rumca “Pıcak” kelimesinden türemiş olduğu ve rivayetlere göre Bizanslılar zamanında Karabıçaklı adında üç kardeşin doğuda Küçücek, kuzeyde Küçükkarapürçek ve güneyde Büyükkarapürçek köylerini paylaşarak yerleştikleri. O zaman ilçemizin adının Büyükkarapürçek olarak geçtiği ilçemizin adının, zaman içerisinde “Pürçek” manasında Büyükkarapürçek olarak yaygınlaşarak günümüzde KARAPÜRÇEK ismini almıştır.
İlçemiz inenü, cumhuriyet ve ahmetler mahallasinden müteşekkildir.
İlçenin yerli halkı TÜRKMEN (bazılarına göre manav) adı verilen halktan oluşmakta iken, çeşitli göç hareketleri sonucunda Kafkasya, Karadeniz, Kuzey Irak ve Balkanlar'dan vatandaşlarımız gelerek yerleşmişlerdir.
Bölgede 1967 yılında meydana gelen depremde Osmanlılardan kalan tarihi yapılar yıkılmış ve tahrip olmuştur. 1967-1968 yıllarında İmar ve İskan Bakanlığı tarafından planlı ve projeli olarak yeni yapılar yapılmıştır
Köyleri ise;
- Ahmediyeköy
- Akbalık mahale
- Harmanlı köy
- Hocaköy mahale
- Kanlıçay köy
- Küçükkarapurçek köy
- Mecidiye köy
- Mesudiye köy
- Potuklar (Meşepınarı) köy
- Tektabanlı köy
- Yazılığürgen köy
İlçede 2005 yılı fındık üretimi 4954 ton , bal üretimi 16 ton, günlük süt üretimi ise 2300 kg. civarındadır.Küçük işletmeler şeklinde besi tavukçuluğu yapılmakta olup, mevcut 58 işletmede 576.000 adet/dönem üretim gerçekleşmektedir.
İlçenin deniz seviyesinden yüksekliği 84 metredir. Ulaşım bakımından herhangi bir sorun yoktur. E-5 karayolu ve TEM Otoyoluna bağlantısı vardır. Sakarya Merkeze 23 km, Akyazı 10 km, TEM Oto yolu girişine 11 km dir. İlçemizde özel sektöre ait Subor boru fabrikası bulunmaktadır. İlçemizde ve bütün köylerde elektrik ve su mevcuttur. Altyapı ve kanalizasyon % 80 oranında tamamlanmıştır. İlçemiz merkez ve köylerinde TV ve radyoların bütün kanalları izlenmektedir. İlçemizin sanayisi mevcut değildir. Buda önemli bir eksikliktir.Bu eksiklik ilçemizdeki maddi gelirin genelde Adapazarı ve Akyazı'ya kaymasına neden olmaktadır. Ancak ilçe halkımızın ihtiyaçlarına tam olarak cevap veremesede (tek olduğu için) OTO GEDİK isminde bir tamirhane bulunmaktadır. Bu tamirhanede M.Ali GEDİK adındaki kendisini ilçesine adamış vatandaş hizmet vermektedir. Yapılan araştırmada ilçede birçok tamircinin bulunduğu ancak bu şahısların İlçede imkân olmadığı için Adapazarında çalıştıkları, eğer belediye tarafından imkân sağlanırsa ilçede hizmet verebilecekleri öğrenildi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder